Karabağlar’ın Uzundere Mahallesi’nde, Tahtacı Alevileri’nin yoğunlukta yaşadığı bölgede inşa edilen kaçak cemaat yurdunun yıkımı, Karabağlar Belediyesi’nin daha önce yaptığı ihaleye rağmen gerçekleştirilememişti. Ekipler, çevik kuvvet polisinin bariyer çekmesi ve cemaatin araçlarını binanın önüne çekmesi nedeniyle yıkım işlemini gerçekleştiremedi. Bu durum, birçok yurttaş, sivil toplum kuruluşu ve siyasi parti tarafından polis güçlerine tepki olarak karşılandı. Karabağlar Belediyesi, imar planında çocuk oyun alanı, park, yol, dere ve ağaçlandırma alanı olarak belirlenen bölgeye inşa edilen kaçak yurdun yıkımı için yeni bir ihaleye çıkma kararı aldı. Yıkım ihalesinin 28 Ağustos'ta düzenlenmesi bekleniyor.
Samimiyet Testi Olacak
Cumhuriyet Halk Partisi İzmir Milletvekili Seda Kaya Ösen, yıkım işleminin emniyet güçleri için bir samimiyet testi olacağını vurguladı. Ösen, “Emniyetin güvenliği sağlaması gerekiyor. Belediyenin görevi, kaçak yapının yıkımı için ihaleye çıkmak ve konunun takibini yapmaktır. Bu çok önemli bir konu. Bu tür yapılara, özellikle arkasında bazı tarikatlar bulunduğu için müsamaha gösterilmesi, son dönemlerde yaşadığımız üzücü olaylar için bir samimiyet testi oluşturuyor. Umuyorum ki bu sefer gerekli önlemler alınır” şeklinde konuştu.
Faciaları Hatırlayın
Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği İzmir Şube Başkanı Aslı Tamtürk, 2010 yılında Konya Taşkent ile 2016 yılında Aladağ’daki yurtlarda yaşanan ve birçok öğrencinin hayatını kaybetmesine neden olan faciaları hatırlattı. Bu yapıların eğitim-öğretim birliğine aykırı olduğunu belirten Tamtürk, “Çocuklarımızın güvenliği ve çağdaş eğitim hakkı açısından ciddi tehdit oluşturuyor. Öğrencilerin barınma hakkı, devletin kontrolündeki çağdaş, ücretsiz ve güvenli yurtlarla sağlanmalıdır. Kaçak ve denetimsiz yurtların yıkımının gecikmesi, her geçen gün riski artırıyor” ifadelerini kullandı.
Tamtürk, daha önceki yıkım girişiminin kolluk destek verilmediği için sonuçsuz kaldığını aktararak, “İhaleyi üstlenecek şirket her ne olursa olsun, yıkımın güvenli bir şekilde gerçekleşmesi için kolluk kuvveti desteği şart. Kaymakamlığın gerekli onayı vererek emniyet/jandarmayı görevlendirmesi son derece önemli. Konya Taşkent ve Aladağ faciaları, denetimsiz yurtların çocuklarımız için ölümcül riskler taşıdığını teyit ediyor. Yeni eğitim yılı başlayacakken, öğrencilerin barınma sorununu cemaat yurtlarına yönlendirerek çözmek, benzer felaketlerin yaşanma tehlikesini artırıyor. Yatılı bölge okullarının kapasitesinin artırılması ve devlet yurtlarının sayısının çoğaltılması talebimizi yineleyerek, cemaat yurtlarının derhal kapatılması gerektiğini belirtiyoruz” dedi.
Bir An Önce Yıkılması Gerekiyor
Eğitim-Sen İzmir 1 Nolu Şube Yürütme Kurulu Üyesi Nafiz Ceylan, yapının hukuksuz bir şekilde inşa edildiğini ve hızlıca yıkılması gerektiğini vurguladı. Kolluk güçlerinin yıkım sırasında yeterli güvenlik önlemi alması gerektiğini dile getiren Ceylan, “Uzundere’de eğitim durumu ve Alevi toplumunun yoğunlukta olduğu bir bölgede bu tarikat yurdunun varlığı manidar. Bu hukuksuzluğun derhal ortadan kaldırılması gerekiyor. Yıkım kararı alınmış bir yapı için kolluk kuvvetlerinin gerekli önlemleri alması şart. Geçmişteki yıkım girişimlerinde yaşananlar kabul edilemezdi. Bu yurdun herhangi birinin koruma altında olduğu düşünülmekte mi? Çeşitli dernekler ve vakıflar son yıllarda yaygınlaşarak devlet olanaklarından faydalanarak var oldu. Bu yapı, kime ait olursa olsun derhal yıkılmalıdır. Kolluk kuvvetlerinin yıkım ekibine destek vermesi şart” şeklinde konuştu.
