

İzmir Büyükşehir Belediyesi, Kültürpark'ta 31 Aralık'a kadar sürecek olan “Yeni Yıl Festivali” kapsamında konserlerden atölyelere, sokak gösterilerinden gastronomik etkinliklere kadar geniş bir program hazırladı. Ancak, bu etkinliklere ilişkin flaş bir tepki geldi. İzmir'in tarihi çarşılarından biri olan Kemeraltı'nda faaliyet gösteren esnaf, yaşanan ekonomik durgunluk nedeniyle destek talebinde bulundu. Konak Mahalle Muhtarı Tamer Yıldırım, Kemeraltı'ndaki esnaflarla bir araya gelerek, onların taleplerini dinledi. Esnaf, programın Kemeraltı'nda yapılması yerine Kültürpark'ta organize edilmesine tepki gösterdi.
Konak Mahalle Muhtarı Tamer Yıldırım, Kemeraltı'nda yaptığı açıklamada, İzmir Ticaret Odası ve Esnaf Odaları Birliği'ne kayıtlı iş yerlerinde kampanya kapsamında indirim yapılması önerisinin 3 Kasım tarihinde ilgili kurumlara iletildiğini, ancak bu çağrıya herhangi bir yanıt verilmediğini ifade etti.

Konuyla ilgili yapılan açıklama şu şekildeydi:
“İzmir'in tarihi mirası Kemeraltı Çarşısı'nda süregelen ekonomik durgunluktan kurtulmak, esnafımıza bir nefes aldırmak amacıyla İzmir Ticaret Odası ve Esnaf Odaları Birliği'ne kayıtlı iş yerlerinde indirim yapılması önerisinde bulunduk.
3 Kasım tarihinde yaptığımız bu çağrımıza hiçbir şekilde yanıt verilmedi ve iş yerlerinin zor koşullarında kendilerine saygı gösterilmedi.
Milli ve dini bayramlar, özel günler ve özellikle yılbaşı öncesinde tarihi çarşımızın özlemle beklediği bir dönemdir; alışveriş hareketliliği de moral ve bereket bulma fırsatıdır.
Bu durum göz önüne alındığında, İzmir Büyükşehir Belediyesi, sanki Kemeraltı çarşısına rekabet oluşturacak bir şekilde, 01-31 Aralık tarihleri arasında Kültürpark'ta bir festival düzenlemiştir.
Çarşımızın beklediği ticari potansiyel, Kültürpark alanına ve İzmir ile bağlantısı olmayan, kente aidiyet hissetmeyen kişi ve firmalara tahsis edilmiştir.
Kabul edilemez bir haksızlık ile Kemeraltı'nın hakkı elinden alınıp başkalarına aktarılmıştır.
Bu hemşehrilik dayanışmasını yok eden tutumlar, esnaf tarafından sadece ticari olarak değil, siyasi bir kötülük olarak da değerlendirilmektedir.
Bu kararı alan ve aldıranlar asla unutulmayacaktır.
Hak, hukuk, adalet söylemini ortadan kaldıran bu dönemi yaratanları vicdanlarına bırakıyor ve bir daha böyle haksız uygulamaların yaşanmamasını temenni ediyoruz.”



