

Son dönemlerde kaplıca turizminde Afyonkarahisar ve Kızılcıhamam ile rekabet eden İzmir, Ege Bölgesi'nin binlerce yıllık sağlık geleneğini kaplıca ve ılıcalarla yaşatmaya devam ediyor. Antik çağlardan bu yana şifa arayanların adresi olan bu doğal kaynaklar, yalnızca sağlık turizmi ile değil, tarihi ve kültürel zenginlikleriyle de öne çıkıyor.
İzmir’in kaplıca ve ılıcalarını sizler için derledik.

BALÇOVA’DA TARİH VE ŞİFA: AGAMEMNON KAPLICALARI
Adını Troya Seferi’nin destanı ile tanınan Mykene Kralı Agamemnon’dan alan Balçova Kaplıcaları, Homeros’un eserlerinden Strabon’un coğrafya notlarına kadar pek çok antik kaynakta göze çarpıyor. Efsanelere göre Büyük İskender’in askerleri de bu kaplıcalarda tedavi bulmuştur.
1763 yılında bir Fransız araştırmacı tarafından yeniden keşfedilen bu kaplıcalar, modern tesisleriyle günümüzde hizmet vermektedir. 63 dereceye ulaşan mineralli sular, sodyum bikarbonat ve klorür bakımından zengindir. Romatizma, metabolizma bozuklukları, cilt hastalıkları ve solunum yolu sorunları için tercih edilen bu kaplıcalar, özellikle Norveç'ten gelen ziyaretçilerin ilgisini çekiyor.
BAYINDIR’IN SAKİN ŞİFA GÖZDESİ
Bayındır’ın kuzeydoğusunda yer alan Ergendi Ilıcası ve Dereceköy Kaplıcası, sıcaklığı 40 derece civarında olan kükürtlü sularıyla biliniyor. Romatizma ve deri hastalıkları için uzun yıllardır tercih edilen bu doğal kaynaklar, doğayla baş başa kalmak isteyenler için bir kaçış noktası haline gelmiştir.

BERGAMA’DAKİ ANTİK SAĞLIK GELENEĞİ
Bergama çevresi, antik dönemden beri şifa merkezi olarak bilinmektedir. Geyiklidağ Ilıcası, Pergamon Kralı Eumenes’in döneminde “Eskülap Banyoları” ismiyle tanınmıştır. Kleopatra’nın burada yıkandığına dair efsaneler de bulunmaktadır.
Paşa, Haydar, Mahmudiye ve Dereköy ılıcaları, romatizma, cilt hastalıkları ve kas-iskelet sistemi rahatsızlıkları için yerel halk tarafından aktif olarak kullanılmaktadır. Özellikle Mahmudiye Ilıcası, yüksek radyoaktivite oranı ve mineral içeriği ile dikkat çekmektedir.

ÇEŞME: DENİZ VE KAPLICA BİR ARADA
Çeşme Ilıcası, denizle kaplıcanın buluştuğu nadir yerlerden biridir. 58 derece sıcaklıktaki mineralli suları, çeşitli rahatsızlıklara yönelik destekleyici olarak bilinirken; Şifne Kaplıcası geniş havuzları ve konaklama olanaklarıyla öne çıkıyor. Malkoç İçmeleri ise özellikle mide ve bağırsak hastalıkları için tercih edilen doğal içme sularıdır.
DİKİLİ’DE DOĞANIN GÜCÜ
Dikili çevresindeki Nebiler Kaplıcası, Kaynarca ve Bademli Ilıcası, yüksek sıcaklıkta sularıyla ve çamur banyolarıyla tanınmaktadır. Kaynarca'daki doğal çamur alanı, kadın hastalıkları ve cilt sorunları için geleneksel yöntemlerle kullanılmaktadır.
SEFERİHİSAR VE URLA’DA GİZLİ ŞİFA KAYNAKLARI
Seferihisar’da bulunan Cumalı, Karakoç ve Kelalan ılıcaları, yüksek sıcaklığı, bol karbondioksit ve mineral zenginliği ile öne çıkıyor. Romatizma, cilt hastalıkları ve üst solunum yolu rahatsızlıkları için etkili olan bu kaynaklar, henüz geniş kitleler tarafından keşfedilmemiştir.
Urla’ya bağlı Gülbahçe Ilıcası ise deniz kıyısında konumlanarak huzurlu ve doğal bir alternatif sunmaktadır.

MENEMEN’İN DOĞAL TEDAVI MERKEZLERİ
Menemen’deki Biliçya ve Deniz Ilıcaları, özellikle çamur banyoları ve mağaralardan çıkan sıcak sularıyla farklılık göstermektedir. Bu alanlar, kemik, eklem ve dolaşım sistemi rahatsızlıkları için uzun yıllardır doğal tedavi seçeneği olarak kullanılmaktadır.




