

Türkiye'de son dönemde “çocuk suçlular” kavramı, artan cinayet olaylarıyla birlikte yeniden gündeme geldi. Özellikle yakın zamanda hayatını kaybeden Ahmet Minguzzi'nin ardından, mevcut yasaların sağladığı indirimler tartışılmaya başlandı. İzmir'de 100'den fazla bıçak darbesiyle katledilen 15 yaşındaki Hacer Çağla Çetinalp'ın katiline verilen 15 yıllık ceza, çocuk suçlular konusundaki tartışmaları daha da alevlendirdi.
“Ceza Yaşını Düşürmek Sorunları Çözmez”
İzmir Barosu Çocuk Hakları Merkezinden Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Avukat Zöhre Dalkıran, kamuoyunda gündeme gelen ceza yaşının düşürülmesi tartışmalarını eleştirerek, sorunun sistemsel olduğunu savundu. Dalkıran, “Ceza yaşının azaltılması, Türkiye'deki daha derin ve sistematik sorunları çözmez. Çocukların suça karışması veya hukuki uyuşmazlıklara taraf olması gibi daha derin meselelere odaklanmalıyız. Ceza yaşının düşürülmesi, bu çocuklar için bir çözüm olmayacağı gibi, geçerli ceza yaşlarının belirlenmesi uzun süren tartışmalar, emsal kararlar ve bilimsel araştırmalarla şekillenmiştir,” dedi.
“Sadece Bir Vaka Üzerinden Tartışmak Yanlış”
Dalkıran, çocuk suçlularla ilgili yasal düzenlemelerin bilimsel araştırmalara dayandığını hatırlatarak, “Sadece tek bir vaka üzerinden ceza yaşı tartışması yapmak, sağlıklı değil. Ceza yaşları, uzun süren bilimsel çalışmaların bir ürünüdür. Bir yasa değişikliği, bu yasadan etkilenecek tüm bireyleri kapsamaktadır. Çocuk hakları açısından, ceza yaşlarının belirlenmesi dikkatlice düşünülmeli ve tek bir olay üzerinden tartışmaya açılması gereksiz,” şeklinde konuştu.
Olayın Arka Planı
Ahmet Minguzzi'yi 5 kez bıçaklayan 15 yaşındaki B.B. ile yere düştükten sonra Minguzzi’yi tekmeleyen 16 yaşındaki U.B. hakkında “çocuğa karşı kasten öldürme” suçlamasıyla 24 yıla kadar hapis cezası istemiyle iddianame hazırlandı. Minguzzi'nin ailesi ve kamuoyu, sanıkların en ağır cezayı almasını talep ederek, bu davanın benzer olaylara karşı caydırıcı bir emsal oluşturmasını bekliyor. Ancak hukukçular mevcut yasalar çerçevesinde çocuk indiriminin zorunlu olduğunu vurguluyor. Bu da sanıkların koşullu salıverilme kapsamına göre yaklaşık 10 yıl içinde serbest kalabilecekleri anlamına geliyor.
Türk Ceza Kanunu'na Göre
Zanlılar 18 yaşından küçük oldukları için, reşit olsalardı ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasıyla yargılanacaklardı. Türk Ceza Kanunu'na (TCK) göre, 18 yaşından küçük bireyler çocuk olarak kabul edilmekte ve cezai sorumlulukları yaşlarına göre belirlenmektedir. 15-18 yaş grubundaki çocuklar için işledikleri suçun cezası belirli bir oranda indirim yapılmakta. Bu yaş grubundaki çocukların fiillerinin hukuki sonuçlarını kavrayabilme yetenekleri olduğu düşünülse de yaşları nedeniyle ceza indirimi uygulanmaktadır.
Ceza indirimi oranlarına bakıldığında, 15-18 yaş grubundaki çocuklar için müebbet hapis cezası 12 ila 15 yıl arasında bir hapis cezasına indirilirken, diğer ağır suçlarda da benzer oranlar geçerli olmaktadır. Ancak suçun işlenme şekli ve planlı olup olmadığı gibi unsurlar, mahkemenin ceza indirimi konusunda vereceği kararı etkileyebilir. Cinayetin canice işlenmiş olması, ceza indiriminin uygulanmaması için yeterli gerekçe sayılmayabilir. Özel durumlarda mahkeme, indirim oranını en düşük seviyeye çekebilir; fakat çocuklar için belirlenmiş ceza sınırlarının ötesine geçemez.”
Sonuç olarak, Türkiye'de mahkemeler mevcut yasalar çerçevesinde çocuk sanıklar için ceza indirimi uygulama imkanı bulamaz. TCK'nın 31. maddesi bağlayıcı niteliktedir ve mahkemeler yasaya aykırı karar veremez. Dolayısıyla Anayasa Mahkemesi veya Meclis'çe yasalar değiştirilmediği sürece, çocukların yetişkinler gibi yargılanması mümkün olmayacaktır.