

Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Deprem Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Prof. Dr. Hasan Sözbilir, İzmir ve çevresindeki fay hatlarının sismik açıdan aktif olduğunu ifade etti. Özellikle Tuzla, Gülbahçe ve Seferihisar faylarının önemli oranda enerji biriktirdiğine dikkat çeken Sözbilir, bu fayların deprem üretme zamanının yaklaştığını öne sürdü. Batı Anadolu kabuğunun yılda yaklaşık 40 milimetre güneybatıya doğru hareket ettiğini anımsatan Sözbilir, bölgede bulunan 200’e yakın fayın 6 ila 7 büyüklüğünde deprem oluşturma potansiyeline sahip olduğuna söyledi.
Prof. Dr. Sözbilir, Batı Anadolu’nun iç kesimlerinde de deprem hareketliliğinin devam ettiğini belirterek, “Batı Anadolu jeotermal potansiyeli yüksek bir alan. Faylar deprem üretmeye başladığında jeotermal sistemin varlığı nedeniyle sarsıntılar hemen sonlanmıyor. Simav ve Sındırgı faylarında da bu durum gözlemleniyor.” dedi.
“Gelenbe Fayı Gerilim Transfer Ediyor”
Simav'daki deprem hareketliliğinin sürdüğünü ifade eden Sözbilir, şöyle devam etti:
“Simav Fay Zonu yaklaşık 200 kilometre uzunluğunda ve içinde farklı 7 segmente ayrılmış durumda. Her biri 6 ila 7,2 arasında deprem potansiyeli taşıyor. Bu fay üzerindeki en büyük sarsıntı 1970 yılındaki Gediz depremiydi, bu olayda can ve mal kaybı yaşanmıştı. Şu anda Simav'ın kuzeyinde depremler meydana geliyor. Fayın orta kesimlerinde çok fazla hareket yok, ancak Simav Fayı'na dik bir fay, Gelenbe Fayı, bu alanda önemli bir rol oynuyor. Bu fay, üzerine gelen stresi kuzeye ya da güneye transfer edebiliyor. Yani kendisi kırılmak yerine böyle bir mekanizma sunuyor. Elbette kırılabilirdi, ama daha çok gerilimi transfer ediyor. Dolayısıyla kuzeye transfer ederse Balıkesir fayına doğru ilerleyebilirken, güneye transfer ederse Akhisar ve Soma bölgeleri tehlike altında olabilir.”
“Deprem Üretme Zamanları Geldi”
Sözbilir, İzmir özelindeki Ege Denizi'nde 40 fayın bulunduğunu, bunlardan 17'sinin karada yer aldığını belirtti. İzmir merkezli en son yıkıcı depremin 1688 yılında 6,8 büyüklüğünde olduğunu hatırlatan Sözbilir, şunları kaydetti:
“O tarihte 10 bine yakın can kaybı yaşandı. Yaklaşık 337 yıldır bu bölgede yıkıcı bir deprem olmuyor. Son olarak 30 Ekim 2020'de 6,6 büyüklüğünde bir deprem yaşandı, bu Sisam merkezliydi ve bizim kara sularımızda değil, dolayısıyla kendi faylarımız henüz kırılmadı. 17 fay, diri fay sınıfında değerlendirildiği için deprem üretme potansiyeline sahip. Bir deprem üretme aralığı var ve en son ürettiği depremler bilinmiyor.
Son üç yıldır yaptığımız çalışmalarda İzmir'deki fayların kaç yılda bir deprem ürettiğini, en son depremin ne zaman meydana geldiğini ve o depremden sonra ne kadar zaman geçtiğini belirlemiş durumdayız. İzmir'deki faylar sismik açıdan aktif. Özellikle Tuzla, Gülbahçe ve Seferihisar faylarının deprem üretme zamanlarının geldiğini söyleyebiliyoruz ve yaptığımız çalışmalar bunu doğruluyor. Bu nedenle İzmir'i depreme hazırlıklı bir kent haline getirmemiz gerekiyor.