Cumhuriyet Halk Partisi’nin 4-5 Kasım 2023 tarihlerinde gerçekleştirilen 38. Olağan Kurultayı ile 6 Nisan 2025’teki 21. Olağanüstü Kurultayı'nın iptaline dair davanın duruşması dün yapıldı ve 8 Eylül’e ertelendi. Dava sürecinde ceza yargılaması ve görev sıfatı ile ilgili itirazlar bekleniyor. Siyaset Bilimci Prof. Dr. Tanju Tosun, İzTV’de Nil Kahramanoğlu ile Gündem Özel programında, davanın seyrine dair yorumlarda bulundu. Tosun, 48 yıldır Türkiye'nin birinci partisi olan CHP’nin kamuoyunda tartışılır hale getirilmesinin, dolayısıyla oy gücünde bir azalma hedeflendiğini dile getirdi.
‘Mutlak butlan mümkün değil’
Tosun, ‘şaibeli kurultay’ iddialarını değerlendirirken, “Öncelikle belirtmek gerekir ki, şaibeli kurultay olabilmesi iddiası yalnızca bir iddiadır. Siyasi Partiler Kanunu gereği, kurultayın yapıldığı süreçteki işlemlere itiraz etmek için 48 saat içerisinde dava açılması ve yargının somut kanıtlara dayanarak bu kurultayın şaibeli olduğuna yönelik bir karar vermesi gerekmektedir. Ancak, bu davada iddia sahiplerinin medyaya yansıyan beyanlarına bakıldığında, ‘duydum, öyleymiş’ gibi somut delil sunmadıkları görülmektedir. Düşünüldüğünde, somut delil bile olsa, bir siyasi partinin kurultayında bu tür iddialar nedeniyle mutlak butlan kararı çıkması, hukuki açıdan mümkün değildir. Ancak, siyasi referanslar devreye girdiğinde, mutlak butlan veya kayyum atama durumu söz konusu olabilir. Kurultay sonucunun yalnızca genel başkanın kaybetmesi değil, aynı zamanda çevresindeki siyasi statüleri kaybedenlerin de bu durumu kabullenmemesi ile bağlantılıdır” ifadesini kullandı.
Kırılma olur mu?
Davaların partide bir kırılmaya yol açıp açmayacağı sorusunu yanıtlayan Tosun, “Kemal Bey ve etrafındaki politik aktörlerin partide özgün bir ağırlığı yok. Hem nitelik hem de nicelik açısından. Bu nedenle, kamuoyu baskısıyla parti içinde bir bölünme olacağını düşünmüyorum. Parti, yeni bir kurultay yaparak mevcut durumunu devam ettirebilir. Yeni bir partinin kurulma ihtimali düşük. CHP, 100 yıllık büyük bir siyasal mirasa sahip. Bu nedenle CHP markası, geçmişe bağlılık sebebiyle seçmenlerin çoğunluğunu kendine çekebilmektedir. Yeni bir parti kurmanın ekonomik yükü ve kitlesel destek sağlamak hiç de kolay değil. Örneğin, 2002 seçimleri öncesinde DSP’de yaşanan bölünmede görüldüğü gibi, kısa bir sürede yeni bir parti başarılı olamaz” şeklinde konuştu.
‘Soru işareti olabilir’
Tosun, yaşanan tartışmaların seçmene yansıması üzerine de değerlendirmelerde bulunarak, “Son yerel seçimlerin ardından CHP’nin oy gücünün Türkiye’de birinci parti olarak yükseldiğini gözlemliyoruz. Kendisini CHP’li olarak tanımlamayan, parti aidiyeti olmayan, fakat sınırlı da olsa AK Parti’den kopan bazı seçmen gruplarının CHP’ye yöneldiğini görüyoruz. Bu durum, büyük ölçüde ekonomik sebeplerden kaynaklanmaktadır. Diğer partilerden de sınırlı bir seçmen hareketliliği meydana gelmiştir. CHP’nin birinci parti olmasının ve birçok ankette bu pozisyonda yer almasının sebebi sadece kendi çekirdek seçmen kitlesinin desteği değil, geçmişte başka partilere oy veren kitlelerle de alakalıdır” dedi.
Tosun, “Yaşanan tartışmalar, sürecin arka planıyla birlikte CHP’nin kamuoyunda tartışmalarla gündeme gelme isteğini gösteriyor. Böylelikle, oy gücünde bir azalma kaydedilmesi hedefleniyor. CHP’nin sadık seçmen kitlesinin duruma dair bir sorun yaşayacağını düşünmüyorum. Kemal Bey’e geçmişte destek verenlerin, bu olay nedeniyle partiden uzaklaşmasının da kolay olmayacağı kanaatindeyim. Ancak, geçmişte sağ partilere oy veren, şu an CHP’ye yönelen seçmenlerde ise bazı soru işaretleri oluşabilir. Bu soru işaretlerinin, CHP’den geri çekilme ile sonuçlanıp sonuçlanmayacağı mahkeme sonrası süreçle belirlenecektir. Bu nedenle, gelişmeleri izlemek gerekiyor” yorumunu yaptı.
