

İzmir'de bulunan ve UNESCO Dünya Mirası listesine giren Bergama Çok Katmanlı Kültürel Peyzaj Alanı'nda sürdürülen kazı ve restorasyon çalışmaları, Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın 'Geleceğe Miras Projesi' çerçevesinde devam ediyor. Tarih öncesi, Helenistik, Roma, Bizans, Beylikler ve Osmanlı dönemlerine ait izleri ile Anadolu'nun zengin geçmişine ışık tutan Bergama Antik Kenti'ndeki kazı çalışmalarında önemli bir bulgu elde edildi. Geçen yıl eylül ayında başlayan çalışmalar çerçevesinde, Bergama Antik Kenti'nde yer alan Kızıl Avlu'nun yakınındaki 'Mozaikli Ev' adı verilen yapıda kazı faaliyetleri sürmekte. Gün yüzüne çıkarılan yapının taş avlusundaki havuzda bir bronz kazan bulundu. Kazanın, orijinal konumunda ve hasar görmeden ortaya çıkarılmış olması, dönemin günlük yaşamı, teknolojisi ve kullanım uygulamaları hakkında önemli bilgiler sunması açısından büyük bir değer taşıdığı belirtildi. Restorasyon ve temizlik işlemleri tamamlanan bronz kazanın, yakın zamanda Bergama Müzesi'nde sergilenmesi planlanıyor.
Bergama Koordinatör Kazı Başkanı Prof. Dr. Yusuf Sezgin, kazıya dair bilgiler vererek, “2024 yılı eylül ayı itibarıyla Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın 'Geleceğe Miras' projesi kapsamında burada çalışmalara başladık. Bulunduğumuz alan, 'Mozaikli Alan' olarak adlandırdığımız bir yer. Bergama Antik Kenti'nin 'Kızıl Avlu' yapılarından birine 350 metre mesafede yer alıyor. Komplekse ait taş avlu ve çevresinde birçok mekan yer alıyor. Bu mekanların zeminleri mozaiklerle kaplı. Bu durum, buranın oldukça önemli bir yapı olduğunu ve dönemin önde gelen yöneticilerine veya Hıristiyanlık döneminde mühim bir din adamıyla bağlantılı olabileceğini düşündürüyor” dedi.
Antik dönemde bronzun yüksek değere sahip bir malzeme olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Sezgin, “Buradaki ilginç buluntulardan biri, taş avlunun arkasında yer alan bir havuz. Bu havuz, yüzme havuzu gibi değil, özellikle yağmur sularının veya kaynak sularının toplandığı bir alan. Bu su, kullanım amaçlı olarak burada biriktiriliyor. Önemli bir detay ise, bu havuz ve yapı muhtemelen milattan sonra 7. yüzyılda, belki de Arap akınları döneminde terk edilmiş. Bu durumda yapı doğal nedenlerle yıkıma uğramış ve bir daha kullanılmamış. Terk edilişinin ardından enkaza dönüşmüştü. İşte bu enkazda, oldukça iyi korunmuş bir bronz kazan bulduk” şeklinde konuştu.
Kazanın Dönemin Günlük Yaşamı Hakkında Önemli Bilgiler Verdiği Belirtiliyor
Kazı Başkanı Prof. Dr. Sezgin, “Antik dönemde bu tür yapılarda bronz malzeme oldukça önemliydi. Gündelik yaşamda, en sık kullanılan malzeme pişmiş toprak, yani seramik ürünlerdir. Ancak bronz, değerli bir materyaldir. Bu nedenle, genellikle daha özel alanlarda ve amaçlar için kullanılmıştır. Burada bulunan bronz kazan, yerinde orijinal konumunda, yani antik dönemde kullanıldıktan sonra terk edilmiş ve bir daha dokunulmamış. Bizim tarafımızdan gün yüzüne çıkarıldı. Bu durum, yapının son kullanım evresindeki malzemeleri olduğu gibi göstermektedir ve o dönemin kültürel anlayışı, kullanım biçimi ile günlük yaşamı hakkında doğrudan bilgi vermektedir” ifadelerini kullandı.
Bugünkü İşçilik ile Eşdeğer Özellikler Taşıyor
Kazanla ilgili teknik bilgileri de aktaran Prof. Dr. Sezgin, “Kazanın diğer bir özelliği, muhtemelen havuzdan su alıp taşımak için kullanılmış olması. Hemen havuzun arkasında bir mutfak yapısı bulunuyor; belki de oraya su taşıma amacıyla da kullanılmış olabilir. Kesin bilgi vermek zor, ancak bağlamından böyle bir anlam çıkarıyoruz. Teknik açıdan ise bu kazan çekiçleme yöntemiyle üretilmiş. Günümüzde de benzer yöntemler, özellikle Diyarbakır ve Şanlıurfa gibi yerlerde geleneksel olarak kullanılmaktadır. Bronz işçiliği, Anadolu'da binlerce yıldır süregelen bir gelenektir. Bulduğumuz kazan da bu geleneğin yaklaşık 1400 yıl öncesine ait bir örneği. İşçiliği ve teknik detayları neredeyse günümüzle birebir aynı.” dedi.