Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer ve CHP 27. Dönem Milletvekili Engin Özkoç, tutuklu Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu ile Marmara Kapalı Ceza İnfaz Kurumu'nda bir araya geldi.
Bu ziyaret, CHP'nin önceki Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile yapılan görüşmenin ardından gerçekleşti. Kılıçdaroğlu'nun mutlak butlan kararına ilişkin tutumunun İmamoğlu'na aktarıldığı belirtiliyor.
Seçer, ziyaretin ardından medya mensuplarına şu açıklamalarda bulundu:
“Öncelikle Büyükşehir Belediye Başkanımız ve Cumhurbaşkanı adayımız Ekrem Başkanımız ile arkadaşlarımızı ziyaret ettik. Buraya moral vermek için geldik; ancak aslında onlardan moral alarak döndük. Sağlık durumları oldukça iyi. Kendilerinin burada bir an önce iddianamelerin hazırlanmasını talep ettiklerini öğrendik. Suçsuz yere tutsak edildiklerini düşünüyorlar ve bu görüşte haklılar. Bizler de onlar gibi düşünüyoruz. Ziyarette bazı değerlendirmelerde bulunduk. Hem hukuki hem de siyasi süreçleri görüştük. Umut ediyoruz ki Türkiye'de hukuk yeniden tesis edilir ve demokrasi tam anlamıyla işler hale gelir. Türkiye’nin 150 yıllık demokrasi tarihine bakıldığında, bu süreçler demokratik toplumlarda normaldir. Ülkemiz de birçok zorlukla karşılaştı. Ancak hak, hukuk ve adaletin galip geleceğine inanıyoruz. Türkiye daha demokratik bir ortamda yaşayacak. Bu nedenle vatandaşlarımızdan bize güvenmelerini istiyoruz. Mücadelemizi ilk günden beri aynı enerjiyle sürdürüyoruz.”
“Kişilerden Önemlidir CHP”
Seçer, Mansur Yavaş ve Engin Özkoç ile birlikte Kemal Kılıçdaroğlu'nu ziyaret ettiklerini anımsatarak, Türkiye'nin ve partinin tarihi zorluklardan geçtiğini vurguladı. Türkiye’nin kurucu ve ana muhalefet partisi CHP'nin her zaman demokrasinin temel kaynağı olduğuna dikkat çeken Seçer, şu ifadeleri kullandı:
“İktidar ya da muhalefet her durumda CHP, demokrasinin temel yapı taşıdır. Bugün hangi siyasi partiye oy verilirse verilsin, vatandaşlarımızın umutları CHP üzerinden alevleniyor. Son seçimde, birçok kişi tarafından beklenmeyen oy oranlarıyla yerel seçimleri başarıyla geçirmiş bir partiyiz. Bu başarının temel sebebi yalnızca CHP tabanı değil, farklı kesimlerden de oy almış olmamızdır. Biz, CHP üzerinden yarınlar için umut beslediklerini biliyoruz. Bizim üzerimizde bir kurum olmamız çok daha önemlidir. Bu bütün siyasi partiler için geçerlidir; ancak CHP'nin konumu farklıdır. Kim olursa olsun, partinin içindeki kişilerden daha önemli olan CHP'dir.”
“Üzerimize Saldırı Var”
Seçer, bu anlayışla önceki Genel Başkanlarını ziyaret ettiklerini belirtti. Gelecek günlerde mutlak butlan gibi farklı kararların çıkabileceğini fakat bu durumun üzerlerinde bir siyasi saldırı olarak algılandığını ifade etti. Şunları ekledi:
“Silivri Cezaevinde birçok arkadaşımızı ziyaret ettik. Bugün cezaevinde tutuklu olan birçok kişi var ve bu durum, planlı bir siyasi saldırının sonucudur. CHP kurultayıyla ilgili polemikler ve devam eden davalar, sürekli medyada yankı buluyor. Bu saldırıların arkasında bir düşünce var: ‘Siyasilerimizi ve belediye başkanlarımızı tutsak ederek, diğerlerine korku salalım; diğer taraftan da CHP'yi zayıflatıp parçalayalım.’ Bu yaklaşıma karşıyız. Önceki Genel Başkanımızı ziyaret ettik ve Sayın Özgür Özel ile Ekrem İmamoğlu'nun gerçekleştirdiği görüşmelerin ardından bir araya geldik. Kılıçdaroğlu'nun bu konulara dair kamuoyuna kesin bir duruş sergilemesi gerekiyor.”
Kılıçdaroğlu Görüşmesine İlişkin
Kılıçdaroğlu’nun olası mutlak butlan kararını reddetmesinin, CHP’yi kayyıma teslim etmek anlamına geleceğini belirten Seçer, “Bu riski partim adına alamam” dediğini aktardı. Seçer, açıklamalarını şöyle sürdürdü:
“Biz de aynı düşüncede olduğumuzu, önceki gün Kılıçdaroğlu'na ilettik. Bugün basında yer alan kulis bilgileri, gerçeği yansıtan bilgiler oldu. Sayın Genel Başkan, mutlak butlana karşı olduğunu ve böyle bir karar çıkması halinde bunu kabul etmenin partiyi kayyıma teslim etmek anlamına geleceğini ifade etti. Bizim görüşümüz ise daha farklı; bu nedenle Kılıçdaroğlu'nun böyle bir açıklama yapmasını bekliyorduk. Partimizin bir arada kalması, Türkiye demokrasisi açısından son derece önemli. Biz, mutlak butlan kararının çıkmaması için umutluyuz; ancak böyle bir durumda birlikte hareket etmemiz gerektiği yönündeki düşüncemizi de belirttik.”
Seçer, “Kılıçdaroğlu ile gerçekleştirdiğiniz görüşmede İmamoğlu neler söyledi?” sorusuna, “Sayın İmamoğlu, daha önce Kılıçdaroğlu’nun ziyaretinde bu konuları dile getirdi. Aynı konular tekrar konuşuldu. Farklı bir yanıt almak herkesin hoşuna gidebilirdi ama mevcut koşullarda tavrımızı belirlemekte kararlıyız” yanıtını verdi.
Engin Özkoç ise şunları aktardı:
“Mutlak butlan meselesi hukuki bir durum değil. Yüksek Seçim Kurulu’nu devre dışı bırakıp mahkeme kararı almak, Cumhuriyet tarihimizde görülmemiş bir durum. Bu, iktidarın CHP’ye karşı uyguladığı baskı politikalarının bir sonucudur. Bu yüzden Yüksek Seçim Kurulu kesinlikle devre dışı bırakılamaz. Bu konuda, Özgür Özel’in, Sayın Genel Başkanımızın ve Ekrem İmamoğlu’nun bilgisi dahilinde, Kılıçdaroğlu ile bir araya geldik. Partiyi bu noktaya getiriyor olmaları kabul edilemez. Bu tür bir durum, CHP’yi parçalamak ve zayıflatmak için bir çabadır. Buna karşı duracağız.”
'Kayyıma Kalmasını Kabul Edemem'
Özkoç, Kılıçdaroğlu’na, eğer bu görevi almazsa partinin kayyıma kalacağı uyarısında bulunduğunu ifade ederek, “Sayın Kılıçdaroğlu’nun, partinin 100 yıllık hafızasına uygun bir çözüm yolu bulması gerektiğini söyledik. Mutlak butlan kararını kabul etmiyoruz; ancak karar alınmadan önce de CHP liderlerinin duruşlarını kamuoyuyla paylaşmasını bekliyoruz” dedi.
Özkoç, “Mutlak butlan çıkarsa CHP'nin mevcut planı var mı?” sorusuna ise şöyle yanıt verdi:
“CHP'nin planı her zaman gerçeğin arkasında durmaktır. Eğer böyle bir karar alınırsa, iktidara olan tepkimizi dile getireceğiz ve duruşumuzu ortaya koyarak, partimizle birlikte daha güçlü bir şekilde geleceğe ilerleyeceğiz.”
