

Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS), 3 Mayıs Uluslararası Basın Özgürlüğü Günü vesilesiyle 6 yıldır hazırladığı ”Basın Özgürlüğü Raporu”nu yayımladı. Rapor, gazetecilere ve gazeteciliğe yönelik uygulanan baskılar, tehditler, mevzuat değişiklikleri ile basın özgürlüğünün mevcut durumunu analiz ediyor ve 2024-2025 dönemi verilerini içeriyor.
TGS Basın Özgürlüğü Raporunu Açıkladı: 123 Gazeteciden 29’u Tutuklu, 18’i Hala Cezaevinde
Şişli’deki TGS Akademi’de gerçekleştirilen etkinlikte TGS Başkanı Gökhan Durmuş, sunumunu gerçekleştirdi. Durmuş, ”Anti-demokratik uygulamaların çözümü özgür habercilikle mümkündür” diyerek, gazetecilerin bu yılı da cezaevlerinde, adliyelerde ve karakollarda geçirdiğini vurguladı. Durmuş, açıklamalarına şu şekilde devam etti: ”Basın özgürlüğü ciddi şekilde ihlal edildi ve bu alandaki haklarımız, Anayasa ve Basın Kanunu gibi koruyucu yasalarla bir arada yok sayıldı. Bu nedenle raporumuz her zamanki gibi dolu dolu. Gazeteciler, bu yıl da kısıtlamalara karşı mücadele etmek zorunda kaldı. Hem insanca yaşamak için yeterli bir gelir talep ederken hem de özgürce haber yapma çabasında olduk. Her iki alanda da büyük güçlerle karşılaştık. Patronlar, hakimler, savcılar ve polisler, mücadelelerimizi zorlaştırmak için sürekli engeller çıkardı. Raporumuz, basın özgürlüğüne yönelik girişimlerin yanı sıra gazetecilerin ekonomik ve sosyal haklarına da odaklandı. Türkiye’nin karmaşık gündemi nedeniyle rapor, demokrasi, basın özgürlüğü, sendikal haklar ve gazetecilerin özgürlüğü konularını kapsadı. Bir yıl boyunca hukuk birimimiz tarafından yapılan izleme çalışmaları sonucunda, en az 29 gazetecinin cezaevine girdiği ve şu anda 18 gazetecinin hala hapiste olduğu bilgisine ulaşıldı.
212 Davada 311 Gazeteci Yargılandı
Gazetecilere yönelik 313 soruşturma açıldı. 123 gazeteci gözaltına alındı ve 90 soruşturmada ifadeye çağrıldı. Geçen yıl elde edilen verilere göre, 212 davada 311 gazeteci yargılandı. Bu davalardan 196’sı ceza yargılaması, 16’sı ise tazminat talepli özel hukuk davalarıydı. 300 gazeteci ceza davalarında, 11 gazeteci ve 4 kurum ise özel hukuk davalarında mahkeme karşısına çıktı. Toplamda 137 yıl 23 gün hapis cezası kararı verildi. 57 gazeteci beraat ederken, toplamda 161 bin 980 TL adli para cezası uygulanmasına karar verildi. Sendika, bu duruşmaları takip etti ve yargılanan gazeteci arkadaşlarına hukuki destek sağladı. Ev hapsi, basın ve ifade özgürlüğü için eski bir tehdit olmanın yanı sıra günümüzde daha sık kullanılmaya başlayan bir koruma tedbiri haline geldi. Çünkü ev hapsi kararları, gazetecileri haber yapma imkanlarından uzaklaştırıyor. Son bir yılda, en az 6 gazeteci hakkında konutu terk etmeme tedbiri uygulandı.
En Az 90 Gazeteci Tehdit Altında
Daha önceki raporlarda da bahsettiğimiz Dezenformasyon Yasası’na karşı birçok itirazda bulunduk. Hem sokakta hem de Meclis’te bu yasanın basın ve ifade özgürlüğü üzerindeki en büyük engel olacağını dile getirdik, ancak uyarılarımıza kulak verilmedi. Ekim 2022’de yürürlüğe giren yasayla birlikte, Nisan 2025’e kadar en az 67 gazeteci aleyhine 85 soruşturma açıldı. Sadece bu yasa gerekçe gösterilerek en az 15 gazeteci gözaltına alındı ve 4’ü tutuklandı.
Sansür yasasının ardılı olan Etki Ajanlığı Yasa Teklifi, iki defa Meclis’e sunulup geri çekildi ve Siber Güvenlik Yasası’nın yürürlüğe girmesiyle gazeteciler üzerinde yeni suç düzenlemeleri ve baskılar devam etti. Gazeteciler olarak, toplumsal muhalefetin ‘haber olma’ hakkını savunurken, haber verme hakkımızı da sokakta koruduk. Bu savunmayı, mesleğe ilişkin normlara uygun biçimde gerçekleştirmeye çalıştık fakat her yıl olduğu gibi bu yıl da bu hakkı içlerine sindiremeyenler vardı. En az 56 gazeteci fiziksel saldırıya uğradı, 90 gazeteci sözlü tehditler aldı. 90 haber içeriğine erişim engellendi, 34 haber hem erişim hem de silinme kararıyla karşılaştı. Üç basın kurumuna yönelik saldırılar düzenlendi ve üç basın kurumu hedef gösterildi.
Gazetecilerin Alım Güçleri Düşüşte
RTÜK tarafından basın yayın kuruluşlarına 59 ayrı idari para cezası kesildi ve toplamda yaklaşık 87 milyon TL idari para cezası uygulandı. Sözcü TV’nin yayını 10 gün süreyle durduruldu ve kanal lisans iptali tehdidiyle karşı karşıya kaldı. Açık Radyo’nun lisansı RTÜK tarafından iptal edildi ve 30 yıllık yayın hayatı sona erdi. Bu yılki rapor, işsizlik, güvencesizlik ve ekonomik belirsizlik altında çalışan basın mensuplarının yaşadığı yoksulluğun boyutlarını araştırdı. Anketlere göre, gazetecilerin yarısı kendilerini yoksul hissederken, çoğu alım güçlerinin geçen yıla göre düştüğünü belirtti. Çoğunluk ek iş yapmıyor ancak fırsat bulduğunda ek iş yapmaya açıklar. Hem yetkili hem de yetkisiz iş yerlerinde çalışan gazeteciler işsizlik korkusu yaşıyor. Kredi kartı borcunu her ay ödeyebilenlerin sayısı toplamda üçte birin bile altında. Gazetecilerin çoğu da mesleği bırakmaya hazır olduklarını belirtiyor.
Gazeteciler Hayatta Kalma ve Habercilik Mücadelesi Veriyor
Raporumuzun özeti bile gazetecilerin yaşadığı zorlukları tam olarak yansıtamıyor. Gazeteciler, hem hayatta kalmaya çalışırken hem de aileleri için orta standart bir yaşam sağlamaya gayret ederken, diğer yandan haber yapma çabası içinde polis, savcı, hakim ve cezaevi koşullarıyla karşı karşıya kalmamak için mücadele ettikleri bir ortamda yaşam sürüyor. Türkiye Gazeteciler Sendikası olarak amacımız, gazetecilerin bu hak mücadelesine destek olmak ve topluma haber alma hakkını savunmaktır. Basın ve ifade özgürlüğünün daha parlak günlerinin geleceğine inanıyoruz. O gün geldiğinde, gazetecileri özgür bir şekilde çalışan bir toplumun diğer tüm kesimlerini -seçilmiş temsilciler, avukatlar, sendikacılar, emekliler ve öğrenciler- daha özgür bir yaşam süreceklerdir. Çünkü bir toplumda hak ve özgürlüklerin tam anlamıyla yaşanabilmesi için basın ve ifade özgürlüğünün sağlanması gerekmektedir. Bu nedenle gazetecilerin örgütlenmesi ve dayanışmayı güçlendirmesi şarttır. Bu karanlık tablo, ancak sendikalaşmayla aydınlatılabilir.”