Türk-İş, kamu işçilerinin ücret artırımlarıyla ilgili hükümetle yürütülen toplu iş sözleşmesi müzakerelerinde bir anlaşmaya varılamaması durumunda 81 ilde greve gitmeyi planladığını duyurdu. Genel Başkan Ergün Atalay, taleplerin karşılanmaması halinde 15 Temmuz'da grev sürecinin başlayacağını belirtti.
Türk-İş'ten 81 il içi grev kararı: Tarih belirlendi
Türkiye'nin en büyük işçi konfederasyonlarından biri olan Türk-İş, kamu işçilerine yönelik toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde anlaşmazlık yaşanması halinde ülke genelinde grev kararı alacağını açıkladı. Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay, sendika yöneticileri ve birçok işçinin katılımıyla düzenlenen basın toplantısında, “Gidecek başka kapımız kalmadı” diyerek hükümete mesaj verdi.
Atalay, 15 Temmuz’a kadar taleplerin yerine getirilmemesi durumunda grev süreçlerinin başlatılacağını ifade etti. Hafta içerisinde üç yeni eylem planının da hayata geçirileceği bildirildi.
‘Bazı uyuyanlara dokunduğunuzda uyanır’
Asgari ücretli, emekli, kadın ve engelli haklarının sorunlarına değinen Atalay, “Ekonomik bir sorun var mı? Kesinlikle var. Dertlerimizi iletmeye çalıştık, ama bugüne kadar kimse duymadı. Bazı uyuyanlara dokunduktan sonra uyanırlar. Omuzlarına dokunursun, uyanır. Ancak uyuma rolü yapıyorsa, zurna çalsan bile uyanmaz. Şu an uyku numarası yapanlar mevcut. Yani görmüyor, duymuyor, görmemezlikten geliyorlar. Bunu sürdüremezler” ifadelerini kullandı.
‘40 senedir böyle bir durum yaşanmamış’
Türkiye'de her gün 4 işçinin iş kazası nedeniyle hayatını kaybettiğini belirten Atalay, sözlerini şöyle sürdürdü: “Her gün 4 işçimiz, iş kazası değil, iş cinayeti sonucu yaşamını yitiriyor. Bu kabul edilemez bir durum. Enerji ve ekonomi konularında bilgi sahibi olmayan insanların yönetici olduğu bir yapıya nasıl pek çok sıkıntının kabul edilmesini anlatabilirsin? İşe KPSS ile giren arkadaşlarımızın yüzde 25’inin işe giremediği bir durumu 40 yıldır görmedik” şeklinde konuştu.
‘Bizim huzurumuz bozulursa herkesin huzuru bozulur’
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a işçilerin taleplerini dikkate alması için çağrıda bulunan Atalay, talepleri karşılanmadığı takdirde 15 Temmuz'da grev kararı alacaklarını belirtti ve şu açıklamalarda bulundu: “Ülkeyi yönetenlerin, başta Maliye Bakanı ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı olmak üzere, kamu işçisinin bu haklı talebine kulak vermesi lazım. Eylem yapmak veya grev yapmak istemiyoruz; fakat başka bir alternatifimiz kalmadı. Buradayız. Önümüzde üç eylem daha var. Akabinde de 15 Temmuz'a kadar grev kararı almak zorundayız. Eğer taleplerimize kulak verilmezse… Bizim şu anda huzurumuz yok. Huzurumuz olmadığında evde de huzurumuz olmuyor. İş yerinde de verimliliğimiz düşüyor. Bizim huzurumuz bozulursa herkesin huzuru bozulur.”
‘Devlet bize adaletsizlik yapıyor’
Devletin, kamu işçisinin haklı taleplerine makul bir yanıt vermediğini ifade eden Atalay, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bir an önce mantıklı bir teklif getirin. Bu konuları ülke gündeminden çıkarın. İşimize geri dönelim ve çalışmaya devam edelim. Evlerimizde huzur olsun, iş yerlerimizde verimimizi sürdürelim. Ancak hâlâ bizi görmezlikten gelmeye devam ediyorlar. Son 2-3 aydır işçiler ve sendikalar hakkında itibarsızlaştırma çalışmalarına devam ediliyor. Aldığımız maaş asgari ücretin biraz üzerinde. Asgari ücretle bir hafta geçinmek imkânsız. Bizim aldığımız ücretle de ancak 10 gün geçinilir. Bu dayanılmaz bir koşul. Türkiye Büyük Millet Meclisi başta olmak üzere bütün alanlarda 'Adalet mülkün temelidir' yazıyor. Devletlerin temeli adalettir. Ancak burada devlet bize adaletsizlik yapmakta. Devlet, kamu işçisinin hakkı olan taleplere makul bir yanıt vermiyor. Bu gelişmeler huzurumuzu zedeliyor” diye ekledi.
Beklemeye tahammülleri kalmadığını dile getiren Atalay, işçilerin haklarının köprüden önceki son çıkışta karşılanması gerektiğini vurguladı. Son olarak Atalay, “İşçilerin taleplerini karşılayın ki ülke gündeminden çıkarabilelim. Huzurlu bir şekilde evlerimize dönebiliriz” ifadelerini ekledi.
