

Türkiye Hazır Beton Birliği (THBB), 2025 Eylül Ayı Hazır Beton Endeksi Raporu'nu kamuoyuyla paylaştı. Raporda, “Eylül ayında tüm endeksler, bir önceki yılın aynı ayına göre artış göstermektedir. Öne çıkan endeksler Faaliyet ve Beklenti endeksleridir; ancak bu durum, her iki endeksin de eylül ayında mutlak değer olarak eşik değerin altında olduğu göz önüne alınmalıdır. Güven Endeksi’nde kaydedilen artış ise geçen yıl ile kıyaslandığında oldukça sınırlı kalmıştır. Eylül ayındaki tüm endekslerin eşik değerin altında olmasına rağmen, geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre daha yüksek değerlerde olmaları, inşaat sektörünün eylül ayında geçmiş yıla göre daha iyi bir durumda olduğunu göstermektedir. Ancak mevcut durum istenilen seviyede değildir.” ifadelerine yer verildi.
“İstenen seviyeye ulaşamadık”
Raporun bulgularını değerlendiren THBB Yönetim Kurulu Başkanı Yavuz Işık, “Temmuz ayında yaşanan zirvenin ardından, ağustosta eşik değerin altına düşen Faaliyet Endeksi, eylül ayında da bu seviyenin altında kalan yatay hareketini sürdürmektedir. Eylül ayında tüm endeksler, geçen yılın aynı dönemine göre yükselmiş olsa da, halen istenen seviyede olmadığımız sonuçlarımızı ortaya koyuyor.” dedi.
“Belirsiz faiz politikası olumsuz yansıyor”
Ekonomik gelişmelere ilişkin düşüncelerini paylaşan Işık; “Türkiye ekonomisinde yılın son çeyreğindeki ve 2026 yılına yönelik gelişmelerin belirleyicisi faiz oranları ve buna bağlı finansman maliyetleri olacaktır. Küresel ölçekte yavaşlama riski ve resesyon endişeleriyle birlikte bazı piyasalarda para politikalarının normalleşme süreci öne çıkmaktadır. Sektörümüz için en olumlu senaryo, enflasyonun istikrarlı bir şekilde gerilemesi, TCMB’nin öngörülebilir bir tutum sergilemesi ve kamu altyapı harcamalarının planlandığı gibi sürdürülmesidir. Bu durumda, konut talebi ve yatırım iştahı artabilir, inşaat sektörü büyümeyi ve istihdamı destekleyebilir. Ancak, enflasyonun düşmemesi, belirsiz faiz politikası ya da dış kaynaklı şoklar yaşanırsa maliyetler ve finansman durumu olumsuz etkilenebilir. Ekonomi yönetimi, öngörülebilirliği artırarak maliyet ve finansman risklerini minimize ettiği sürece, inşaat sektörü ekonomiye daha fazla katkı sağlayacaktır.” şeklinde konuştu.