

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay, Ahmet Piriştina’yı anma töreni sonrasında yaptığı açıklamada, belediyenin bütçesi, grev süreci ve toplu sözleşme konularında önemli değerlendirmelerde bulundu. Tugay, belirlediği iki koşulun yerine getirilmemesi durumunda işçi çıkarmalarının devam edeceğini ifade etti.
İşçi Çıkarmalarda İki Temel Koşul
Seçimden beş gün önce imzalanan toplu iş sözleşmesine dair konuşan Tugay, “İzmir Büyükşehir Belediyesi’ni bütçe disiplininin dışında bırakamam. Kurumun bütçesinin ve iç düzenin sağlanması için gerekli adımları atmalıyım. Aksi takdirde görevimi yerine getirmemiş olurum. Dışarıdan gelen eleştirilere bakarak ne hizmet edebiliriz ne de kurum içinde düzen sağlarız. İzmir Büyükşehir Belediyesi, halkına iyi hizmet eden bir kurumdur ve belediye başkanı da bu misyonu yerine getirmekle yükümlüdür” dedi.
“Bu Durum Adil Değil”
Belediye çalışanları arasında huzursuzluk yaratan ve bütçede dengesizlik oluşturan durumları düzeltmeye çalıştıklarını belirten Tugay, “Bunu sadece bugün değil, uzun zamandır düzeltiyoruz. Geçen haftalarda yaşanan grevin nedenlerinden biri de bu dengesizliğin devam etmesidir. İki boyutlu bir bakış açısına sahip olmalıyız. Kurum içindeki dengeyi bozan ve eşit işe eşit ücret ilkesini hiçe sayan bir durumla karşı karşıyayız. Ayrıca belediyenin dış ilişkileri açısından da sorunlu bir durum söz konusu. ‘Kazanılmış hak’ ifadesi kullanılmakta ancak maalesef seçimden sadece beş gün önce bir başkana imza attırılmış bir sözleşme var. Bu adil değil” şeklinde konuştu.
“İftiraya Uğradım”
Tugay, “Aynı kurumda çalışan bazı insanların daha düşük ücretler aldığını herkesin kabul etmesi gerektiğini” söyleyerek, “Bunu farklı şekillere sokmaya çalışanlar bana düşmanlık peşinde. Bu durum İzmir’deki tüm halk ve çalışanlar tarafından gözlemleniyor. Ancak bazı kişiler bahaneler üretmeye çalışıyor. Geçenlerde Karşıyaka Belediyesi’nde seçimden önce bir sözleşmeye benim imza attığım iddia edildi. Bu çok büyük bir ayıp. O sözleşme aslında zorunlu bir tarihe ulaşmış bir sözleşmeydi ve sadece 30 kişi için geçerliydi. Verdiğimiz oran, enflasyon oranında artıştı. Seçimden önce imzalanan sözleşme, enflasyon oranında olsaydı, bugün bu tartışmalar yaşanmazdı. Bununla bunu eşitlemeye çalışmak ahlaka uygun değil” ifadelerini kullandı.
“Adaleti Sağlamak İçin Çalışacağız”
Tugay, Eylül ayındaki zam yapılmadığı takdirde işten çıkarmaların durdurulacağı konusundaki söylemini hatırlatarak, “Sendikadan olumlu bir adım gelmedi. O sözleşmeye bağlı kalacağız dediler. Hukuken imza atıldıktan sonra sendika ek protokol yapmazsa, onu ödemek zorundayız. Bütçe bunu kaldırmadığı için, bütçe dengesini sağlamak amacıyla işten çıkarmalar yapmamız gerekecek. Beni üzen bir durum var; insanları sanki bir tırpanla biçme peşindeymişiz gibi görmeleri. Böyle olmayacak. Adaleti gözeterek bu süreci yürüteceğiz. En çok istediğimiz, emekliliği dolmuş çalışanların kendi istekleriyle işten ayrılmasıdır. Eğer bunu yapmazlarsa, biz teşvik etmeye çalışacağız. Verimlilik açısından kuruma katkısı olmayanları seçeceğiz. Çalışanlar endişelenmesin, bu süreci düşüncesizlikle ve insanlara değer vermeden yürütmeyeceğiz. İnsanlara karşı bir kötü niyetimiz yok fakat ben belediyeyi yönetmekle yükümlüyüm” diye konuştu.
Tugay İki Koşulu Duyurdu
Tugay, sözlerini şu şekilde sonlandırdı: “Eylül ayındaki zam ve işten çıkarma primlerinin kaldırılmasını talep ediyoruz. Türkiye’de ve dünyada benzeri olmayan bu iki prim maalesef verilmiş durumda. Bunların kaldırılması gerekiyor. Bunun için en iyi gün bugün, eğer bu yapılmazsa, bazı arkadaşlarımızla yollarımızı ayırmaya devam edeceğiz.”



