

İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin eski başkanı Tunç Soyer, geçtiğimiz günlerde tutuklanmasının ardından önemli açıklamalarda bulundu. İzmir'de meydana gelen depremin ardından gerçekleştirilen kentsel dönüşüm çalışmalarını detaylandıran Soyer, “Hiçbir iyilik cezasız kalmaz…” sözleriyle dikkat çekti.
Soyer'in açıklamalarına göre, deprem anından itibaren İzmir Büyükşehir Belediyesi, özellikle İtfaiye Daire Başkanlığı başarılı bir performans sergiledi. Depremin hemen ardından enkaza ilk müdahaleyi gerçekleştiren ekipler, ilk gece yüzlerce çadır kurarak hızlı bir yardım sağladı.
Ertesi gün İzmir’in fırınlarından tedarik edilen gevrek, boyoz ve poğaçalar, depremzede vatandaşlara dağıtıldı. Tüm İzmirlilerin seferber olduğu bu süreçte, büyükşehir belediyesi koordinasyonuyla ihtiyaçlar karşılandı.
Geliştirilen lojistik desteklerin ardından en önemli başarı “Bir Kira Bir Yuva” kampanyası oldu. Bu kampanya sayesinde barınma sorununa büyük kaynak sağlandı. Çadırlarda kalan insanlara 5 aylık kira desteği sunulmuştu.
Soyer, evleri yıkılan vatandaşları kışın zorluklarını hissettirmeden, güvenli bir yuvayla buluşturma amacı güttüklerini belirtti. Türkiye'de eşi benzeri görülmemiş bir hızla hareket ederek, 30 Kasım günü son çadırlar kaldırıldı ve Hilton Oteli ile anlaşarak depremzedelere ve inşaatı tamamlanmış belediye konutlarına hızlı bir erişim sağlandı.
İzmir'de kentsel dönüşüm süreçlerinin öneminin anlaşıldığını ifade eden Soyer, depremin hemen ardından hak sahiplerinin kentsel dönüşüm süreçlerinin tekrar başlatılması için İZBETON şirketine bazı alanların devredildiğini belirtti.
Ayrıca, deprem sonrası yapılan hasar tespitlerinde ağır ve orta hasarlı binalar arasındaki durumun dikkat çekici olduğunu söyledi. Orta hasarlı bina sahipleri, yeniden inşaat için belediyeden destek talep ettiler.
İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin İmar Dairesi, depremden etkilenen bölgeler için %20 imar artışı planladı ve bu düzenleme Meclis'ten oybirliğiyle geçti. Ancak, talep edilen müteahhitlik hizmetlerinin karşılanabilmesi için yeterli kazanç sağlanamıyordu.
Soyer, belediyenin kooperatiflerle işbirliği yaparak bu zorlukların üstesinden gelmek için alternatif çözümler ürettiğini açıkladı. Kooperatiflerin kat mülkiyetinden feragat etmesiyle birlikte, belediye şirketlerinin müteahhitlik sürecinde önemli bir rol oynayabileceği belirtildi.
Bu projelerin uluslararası alanda takdir gördüğünü dile getiren Soyer, Dünya Bankası'ndan alınacak kredi imkanları ile ilgili yaşanan sıkıntılara değindi. İlgili süreçlerin sürekliliğini sağlamak adına çeşitli adımların atıldığını ve sonuç olarak iktidarın bu başarılı uygulamaları durdurma çabasında olduğunu vurguladı.
Tünç Soyer, dirençli bir İzmir için yapılan çalışmaları ve bu kapsamda atılan adımları paylaştı. Ayrıca, derinlemesine çeşitli mühendislik çalışmaları olmak üzere binaların durumunu değerlendirmek için hazırlanan kapsamlı projelerden bahsetti.
Son olarak, İzmir'deki ilk kooperatif örneklerinden birinin sahipleriyle paylaştığı anıları yorumlayarak, bu süreçlerin sadece kent için değil, insanları bir araya getiren bağlar açısından da önem taşıdığını belirtti.
Gelecek günlerde sürecin siyasi ve teknik boyutlarını aktaracağını belirten Soyer, son olarak herkesin sağlıklı bir yaşam sürdürebilmesi adına mücadeleye devam edeceklerini ifade etti.