Adli Tıp Kurumu’nun raporu ile doğrulanan sonuçların ardından, Yargıtay babalık iddiasını kesin bir dille reddetti. Uğur Dündar bu kararı sosyal medya hesapları aracılığıyla kamuoyu ile paylaştı.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, Gazeteci Uğur Dündar hakkında Dilara G. tarafından açılan babalık davasını yerel mahkeme ve istinafın verdiği reddin onanması ile sonlandırdı. 25 Haziran 2025 tarihli 2025/4545 esas ve 2025/6464 karar numaralı ilamında, babalık iddiasının 'iftiradan ibaret' olduğuna hükmedildi.
Dündar, sosyal medya üzerinden detayları açıklayarak şu ifadelere yer verdi:
Dilara Gülatan isimli kişi, somut bir delil olmaksızın benimle ilgili olarak “hayali babalık” davası açtı. Adli Tıp Kurumu, DNA incelemesi yaparak biyolojik babalık iddiasını kesin bir şekilde reddetti.
Bu kararın ardından, Isparta 2. Aile Mahkemesi lehimize bir karar vermişti. Ancak karşı taraf, Bölge Adliye Mahkemesi'ne (İstinaf) başvurup karara itiraz etti.
İstinaf mahkemesi de lehimize karar vererek “iftiradan ibaret” olan babalık iddiasını reddetti.
Okuduğunuz süreç belki kısa bir zaman dilimi gibi gözükebilir. Ancak bu kararların alınması uzun yıllar sürdü.
Örneğin, Adli Tıp Raporu için mahkemece sevk edildiğim, her koridoru kameralarla izlenen devlet hastanesinde kan ve saç örneğim alındı. (Saçımın bir kısmı zorla çekildi ve şimdi o alanda hâlâ boşluk var. Oysa gelişen teknolojiler sayesinde tek bir saç telinden bile DNA analizi yapılabiliyor.)
Adli Tıp Raporu'nun çıkması 7 ay sürdü.
Bu manevi işkence sürecinin ailemde ve çocuklarımda derin travmalar bıraktığını belirtmek isterim.
Yandaş medya ve sosyal medya trollerinin iftira ve linçlerine maruz kaldım. Günlerce sanki tehlikeli bir suçluymuşum gibi haberler yapıldı.
Yargıtay’ın kesin hükmüyle birlikte, hayatımda hiç tanımadığım, görmediğim, elini bile tutmadığım bir kadından (bekarlık dönemimde) çocuğum olduğu iddiasını öne süren ve açık DNA sonucuna rağmen “hayali babalık” iddiasında ısrar edenlerden hesap sormak üzere ağır tazminat davaları açacağım.
Bin tane DNA analizi yapılsaydı, bininde de aynı sonuç çıkacağına inanıyorum.
Çünkü Uğur Dündar topluma asla yalan söylemedi.
Varsayalım ki “S” isimli kişiyi tanımış olsam, “bekarlık dönemimde tanıdım” derdim.
Kamuoyuna saygıyla duyurur, bu “hayali iddia”ya karşı haklılığımızı kanıtlayan değerli Avukatım Murat Ergün’e ve adaletin tecelli etmesini sağlayan yargı mensuplarına teşekkür ederim…
