

İzmir’de 19. yüzyılın sonlarına kadar Osmanlı döneminde küçük atölyelerde sabun üretimi yapılıyordu. Urla bölgesinde başlangıçta zeytin fabrikaları bulunmaktayken, zamanla bu yerler sabun üretim merkezlerine dönüştü. Mevcut sabun fabrikasının inşa edildiği dönem ise 1950-1970 yılları arasında dört farklı aşamada gerçekleşti. Uzun yıllar boyunca sabun üretimi yapılan bu tarihi fabrika, işlevini kaybettikten sonra kaderine terk edilerek harabe haline geldi.
Teknoloji Firmasının Dönüşüm Projesi
Vitus Commodities, Urla’ya taşınarak, Algoritma Fabrikası adını verdikleri yeni çalışma için tarihi fabrika yapısının dönüştürülmesine karar verdi. Bu süreçte, kültürel hafızanın önemini göz önünde bulundurarak, Tarihi Sabun Fabrikası’nı modern bir merkez haline getirip yeni komşularına kazandırmayı hedeflediler. 1. derece sit alanında bulunan tarihi taş yapı, büyük bir potansiyel taşırken önemli onarımlar gerektiriyordu. Yeni araştırma merkezinin projelendirilmesi ve uygulaması ONZ Mimarlık tarafından yapılmış olup, 2017 Temmuz ayında başlayan restorasyon çalışmaları, 2020 Haziran ayında tamamlandı.
Tarihi Bina Açıklığı
Fabrika, kuzeybatı-güneydoğu ve kuzeydoğu-güneybatı yönlerinde uzanan iki dikdörtgen yapının “L” şeklinde bir düzen oluşturmasıyla dikkat çekiyor. Kaba yontu taşlarla ve betonarme sistemle inşa edilen iki katlı yapı, beşik çatısıyla ve Marsilya tipi kiremitleriyle kaplı. Alt sıralardaki pencereler sıvalıyken, üst kesim sıvasız olarak bırakılmış. İki sıra tuğladan oluşan bir saçak ise cephe boyunca ilerliyor.
Tarihi Yapı Ziyarete Açık
İlk bakışta, Tarihi Sabun Fabrikası’nın modern bir araştırma laboratuvarına dönüştürüldüğü izlenimi uyandırabilir. Ancak bu endüstriyel mirasın yenilenmesi ve yeniden işlevselleştirilmesi, yerel halkın ziyaret edebileceği ve kullanabileceği bir alana dönüştürülmesi amaçlanmıştır. Bu doğrultuda, avluya bakan cephede büyük bir bölge sanat galerisine ayrılmıştır. Ayrıca, avlu, sabun üretimi için kullanılan eski makinelerin ve tarihi malzemelerin sergileneceği bir açık hava müzesine dönüşmüştür. Bu tasarım, yerel halkın ve ziyaretçilerin tarihi yapıyı deneyimleyebilmesini amaçlamaktadır. Binanın üretim dönemlerini anımsatan büyük metal kazanlar ise peyzajda oturma alanı olarak yeniden işlevlendirilmiştir.