reklam
reklam
DOLAR41,2910% 0.2
EURO48,4340% 0.61
STERLIN55,8210% 0.55
FRANG51,7394% 1.12
ALTIN4.756,89% 1,39
BITCOIN110.716,01-0.721
reklam

Eğitim-Sen İzmir'de Okul Masraflarındaki Artış İçin Sokağa Çıktı

Yayınlanma Tarihi : Google News
Eğitim-Sen İzmir'de Okul Masraflarındaki Artış İçin Sokağa Çıktı
reklam

İzmir’de Eğitim-Sen Şubeleri, 2025-2026 eğitim-öğretim yılı öncesinde artan kırtasiye ve okul masraflarına karşı bir basın açıklaması gerçekleştirdi. İzmir İl Milli Eğitim Müdürlüğü önünde yapılan bu açıklamada, eğitimdeki eşitsizliklerin giderek derinleştiği vurgulandı.

Açıklamada söz alan Eğitim-Sen İzmir 2 No’lu Şube Başkanı Zeliha Danyeli, kayıt ücretleri, zorunlu bağışlar, okul kıyafetleri, servis ve kırtasiye fiyatlarının aileleri ekonomik olarak zorladığını belirtti. Danyeli, ilkokul seviyesinde bir çantanın 2 bin 800 ila 3 bin 800 TL, ortaokul ve lise düzeyinde ise 4 bin ila 5 bin 800 TL dolaylarında olduğu bilgisini verdi.

Kırtasiye fiyatlarında geçen yıla oranla yüzde 60’tan fazla bir artış yaşandığını aktaran Danyeli, bu artışın TÜİK’in açıkladığı yüzde 33’lük enflasyon oranının çok üzerinde olduğunu vurguladı. Masrafların asgari gelirli ailelerin bütçesinin çok üzerinde bir yük oluşturduğunu ifade etti.

“Ailelerin Üzerine Büyük Bir Mali Yük Biniyor”

Açıklamada, “Veliler her yıl artan eğitim masraflarını karşılayabilmek için ya borç almak zorunda kalmakta ya da diğer temel ihtiyaçlarından feragat etmektedir. Eğitim masraflarındaki artışların ekonomik boyutu oldukça çarpıcıdır. Asgari ücretli bir aile için sadece bir öğrencinin kırtasiye masrafı aylık gelirinin yüzde 15-20'sine denk gelmektedir. Üstelik bu hesaplamalara okul servisi, yemek ve kıyafet gibi ek giderler dahil değildir. Bu nedenle, kamusal ve eşitlikçi bir eğitim hakının, ailelerin ekonomik yükü artarak fiilen yok olmaktadır. Çocukların defter ve kalem gibi en basit ihtiyaçlarını karşılamak dahi cüzi bir bütçe ile mümkün olmaktan çıkmıştır. Kırtasiye masraflarındaki artış, sadece ekonomik bir sorun olmamakta, çocukların eğitim hakkından eşit koşullarda yararlanma durumunu göstermekte ve eğitimdeki eşitsizlikleri daha da derinleştiren bir politik sorun haline gelmektedir. Eğer devlet toplumun ihtiyaçlarını yerine getirmek için gerekli sorumluluğu üstlenmez ve öğrencilere ücretsiz veya destekli kırtasiye hizmeti sağlamazsa, düşük gelirli ailelerin çocukları okulda eksik malzemelerle zorlanacaklar ve bu durum eğitimde geri kalmalarına yol açacaktır.” şeklinde ifadeler yer aldı.

“Devlet, Bu Konuda Sorumluluk Almalı”

2 No’lu Şube Başkanı Zeliha Danyeli, “Kamusal eğitim anlayışına göre, her öğrencinin eşit koşullarda eğitim alma hakkı vardır ve bu hakkın güvence altına alınması devletin temel sorumluluğudur.” dedi. Danyeli sözlerini şu şekilde sürdürdü:

“Eğitim, her çocuğun anayasal hakkıdır ve bu hak velilerin ekonomik durumlarına bağlı olmamalıdır. Ancak gelinen noktada, en temel okul ihtiyaçlarının dahi yüksek fiyatlara ulaşması, çocukların eğitim hakkını ciddi şekilde tehdit etmektedir. Devletin sorumluluğu, bu hakkı yalnızca kağıt üzerinde tanımak değil, gerçek hayatta da uygulanabilir hale getirmektir. Dolayısıyla, kırtasiye, okul çantası ve diğer eğitim giderleri için kamu destekleri sağlanmalı; her öğrenciye eşit, ücretsiz ve nitelikli eğitim fırsatları sunulmalıdır. Aksi takdirde eğitimdeki mevcut eşitsizlikler daha da derinleşecek ve çocukların geleceği piyasa koşullarına terk edilecektir. Eğitim, anayasal bir hak olduğu için, öğrencilerin temel ihtiyaçlarının karşılanması da devletin en önemli görevidir. Bugün veliler, okul kıyafetinden deftere, kalemden beslenme çantasına kadar birçok temel masrafı kendi imkanlarıyla karşılamak zorundadır. Artan enflasyon ve derinleşen yoksulluk koşulları, bu durumu milyonlarca aile için büyük bir yük haline getirmiştir. Özellikle ilköğretim çağındaki çocuklar için kırtasiye malzemeleri, okul çantası ve temel ihtiyaçların ücretsiz olarak sağlanması devletin sorumluluğunda olmalıdır. Bu adım hem velilerin ekonomik yükünü hafifletecek hem de her çocuğun eşit şartlarda eğitim alabilmesinin önünü açacaktır. Eğitim, asla piyasa kurallarına terk edilemeyecek kadar temel bir haktır. Ne yazık ki yıllardır uygulanan piyasacı eğitim politikaları, okulları ticarethane haline getirirken, velileri de müşteri konumuna düşürmüştür. Oysa eğitim, ticari bir faaliyet değil, toplumsal bir hizmettir. Bu nedenle, eğitimin her kademesinde kamu hizmeti anlayışı benimsenmeli ve devlet, tüm yurttaşlara eşit, ücretsiz ve nitelikli eğitim sunma sorumluluğunu yerine getirmelidir. Ancak bu sayede farklı sosyoekonomik gruplardan gelen çocuklar eşit koşullarda eğitim alabilir ve fırsat eşitsizliği ortadan kaldırılabilir.”

“Eğitimde Eşitsizlikleri Derinleştiriyor”

Günümüzde eğitime ayrılan bütçe, öğrencilerin ve okulların ihtiyaçlarını karşılamaktan oldukça uzakta. Kaynak yetersizliği nedeniyle birçok okul, velilerden “bağış” adı altında para toplamaya zorlamakta; bu durum eğitimdeki eşitsizlikleri derinleştirmektedir. Eğitim hakkı, velilerin maddi katkılarına değil, devletin bütçesinden ayrılan kaynaklara dayandırılmalıdır. Bu nedenle eğitim bütçesinin derhal en az iki kat artırılması, her okulun ihtiyacına uygun bütçe sağlanması ve bağış uygulamalarının yasaklanması gerekmektedir. Ancak bu sayede velilerin sırtındaki ekonomik yük hafifletilebilir ve kamu eğitimi anlayışı güçlendirilebilir. Kamusal eğitimin güçlendirilmesi, velilerin üzerindeki ekonomik yükün azaltılması açısından hayati bir öneme sahiptir. Eğitime yeterli kaynak ayırmak yalnızca bir eğitim politikası meselesi değil, aynı zamanda toplumsal bir sorumluluktur.”

Basın açıklamasının sonunda Eğitim-Sen üyeleri, bir öğrencinin okulda ihtiyaç duyacağı malzemeleri temsili olarak bir çantaya yerleştirerek artan maliyetlere dikkat çekti.

reklam

YORUM YAP