reklam
reklam
DOLAR39,9111% 0.1
EURO47,0490% 0.33
STERLIN54,5474% 0.14
FRANG50,2400% 0.18
ALTIN4.274,48% 0,35
BITCOIN108.580,970.557
reklam

Tunç Soyer'in Cezaevi Günlüğü: İçeride Olmanın En Güzel Yanı…

Yayınlanma Tarihi : Google News
Tunç Soyer'in Cezaevi Günlüğü: İçeride Olmanın En Güzel Yanı…
reklam

Eski İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, İZBETON A.Ş. üzerindeki yolsuzluk soruşturması çerçevesinde tutuklandıktan sonra cezaevinden bir günlüğü kamuoyuyla paylaştı. Soyer, gözaltındaki kötü muameleler ve cezaevi koşullarına değinerek, “İçeride olmanın en güzel yanı, sabaha karşı evinizin basılma ihtimalinin ortadan kalkması” dedi.

Soyer'in paylaşımı şu şekilde:

İçeride Olmanın En Güzel Yanı…

“İçeride olmanın en güzel yanı, sabaha karşı bir şafak operasyonuyla evinize baskın yapılma ve gözaltına alınma ihtimalinin bulunmaması…! Gözaltına alındığınızda devlet sizi nezarethaneye “atıyor” ve “kötü muamele” ile karşılaşıyorsunuz. 3-5 saat değil, tam 72 saat boyunca beton zemin üzerinde bir çift battaniyeyle beklemek zorundasınız. 70 kişi tek bir alaturka tuvaleti paylaşmak durumunda kalıyor ve bu da taleplerin sıraya konmasıyla mümkün olabiliyor. Yani, 24 saatte bir kez yapılan temizlikle birlikte oldukça kötü koşullarda, ama ihtiyaçlarınızı karşılayabiliyorsanız kendinizi mutlu hissetmeye çalışıyorsunuz.

İçerisi İlk Andan İtibaren Sadeleşmeyi Öğretiyor

Tutuklandığınızda, devlet tarafından “emanet” alındığınızı anlıyorsunuz. Birçok kuralla yaşamaya başlayacağınız an hemen fark ediliyor, ancak bu kuralların ne olduğunu öğrenmek biraz zaman alacak gibi görünüyor. Gözaltına alındığımdan bu yana 5 gündür telefonsuz ve saatsizim. Telefonu elinden düşürmeyen biri için telefonsuz kalmak alışması zor bir durum ama şimdiden alışmanın benim için hoş bir deneyim olduğunu söyleyebilirim; zamanın akışını daha net hissediyorsunuz. Hiç şüphe yok ki içeride zaman yavaş geçiyor. Bu ortam, ilk andan itibaren bir tür sadeleşmeyi öğretiyor. Tek başıma kaldığım odamda yalnızca bir karyola, bir plastik masa ve sandalye ve bir de harika çalışan bir vantilatör bulunmakta. Bu durum, hayatımızı ne kadar fazla ve gereksiz eşya ile doldurduğumu düşündürdü. Ancak, yoğun uykusuz geçen 4 günün ardından sahip olduğum yatak için heyecanlandım ve deliksiz bir uyku çektim. İlk sabah büyük bir hata yaptım; uyandım ve ışığı açmak için elektrik düğmesine bastım. Meğer o, acil durum düğmesiymiş; kısa süre sonra bir görevli kapıya geldi. “Çok özür dilerim, yalnızca ışığı açmak istemiştim,” dedim. Neyse ki, tüm süreçteki memurlar gibi büyük bir anlayışla, “Sorun yok, tamam” diyerek beni rahatlattı.

Maruz Kaldığımız Haksızlıklar Kabul Edilemez

Bu inzivada elbette düşünmek için bolca vaktim olacak, fakat ilk anda benimle aynı kaderi paylaşan değerli dostlarımı, çalışma arkadaşlarımı ve yoldaşlarımı düşündüm. Ülkemizde kötü haberlerin ardı arkası kesilmiyor. İlk ziyaretim, Av. Deman Güler oldu; sevgili Zeydan Karalar, Muhittin Böcek ve Abdurrahman Tutdere Başkanların sabaha karşı gözaltına alındıklarını duyduğumda çok üzüldüm. Zeydan Başkan, daha dün akşam arkadaşının telefonundan benim için üzüldüğünü söylemişti. Umarım akıbetleri bize benzemez ve tutuklanmazlar. Maruz kaldığımız bu haksızlıklar kabul edilemez. Hukuki dayanağı olmayan suçlamalar ve tamamen hukuksuz bir şekilde devam eden tutuklamalar aslında yok hükmünde ve mutlak butlan ile batıl bence.

Hukuken Yok Hükmünde Bir Karar Olduğunu Söyleyebilirim

Mesela, ben Türk Ceza Kanunu 158/1 maddesi nedeniyle tutuklandım. Bu madde, hile ve desise ile bir çıkar ve menfaat sağlamak amacıyla bir kimsenin aldatılmasını düzenleyen nitelikli dolandırıcılık suçunu tanımlıyor. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı olarak ben planlı bir şekilde, hile ve desise ile bu suçu işlemişim. Kimi dolandırmışım veya kimden ne menfaat elde etmişim bu konuların hiç biri savcılık dosyasında yok elbette ancak ben bu suçtan tutuklandım. Bu yüzden hukuken yok hükmünde bir karar olduğunu söyleyebilirim. Bugün ikinci ziyaretçilerim, önceki dönem Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu ve değerli İzmir milletvekillerimizdi. Hem evimize hem ailemize moral veren ziyareti için kendisine ve değerli eşlerine minnettarım. Dilerim devletimizin aldığı “emanetler” fazla hasar görmeden, itibarlarıyla birlikte sahiplerine, ailelerine, ait oldukları hayata geri iade edilir. Adalet yerini bulsun. Zaman zaman cezaevi günlüğümü sizinle paylaşmaya devam edeceğim. Arada sırada bana yazarsanız çok sevinirim. Adresim: Buca Kırıklar F Tipi 1 Nolu Cezaevi Koğuş B/63. Hepinizi en içten sevgi ve saygılarımla selamlıyorum. Sağlıcakla kalın…!

reklam

YORUM YAP